Kıyı Kanunu’nun 6. maddesine göre kıyılar, herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup buralarda hiçbir yapı yapılamaz. Kıyılarda duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz. Ancak tatil bölgelerinde oteller ve işletmeler deniz kenarlarını işgal etmiş durumda. Kıyıların özelleştirilmesi ve kiralanmasıyla birlikte Ege ve Akdeniz bölgelerinin en güzel plajları kâr kapısına dönüştü. Bu bölgelerdeki bazı plajlara girişlerden direkt para talep edilirken bazılarında ise içerideki işletmede harcama yapılması gerektiği söyleniyor. Kıyı şeridinde yer alan oteller, halka açık olması gereken plajlara şezlong ve şemsiye atarak yurttaşlardan para istiyor. Buna karşı çıkıldığı durumlarda ise mafyatik unsurlar devreye girerek yurttaşlar tehdit ediliyor.
20 BİN TL ISTEYEN DE VAR
Özellikle yerli ve yabancı turistlerin tercih ettiği İzmir ve Muğla’da sadece plaja girmek bile bazı yerlerde asgari ücrete dayanıyor. İzmir’de 300 TL’den başlayan plaj girişlerinde içerideki işletmede para harcanması talep edilirken loca girişleri ise 20 bin TL’ye kadar uzanabiliyor. Muğla’nın en meşhur ilçesi Bodrum’da da fiyatlar ortalama 500 TL’den başlıyor. Plajlara giriş ücretinin 100 TL olduğu yerlerde ise işletmede minimum 500 TL harcanması isteniyor. Yurttaşların daha uygun tatil yapma isteğiyle tercih ettiği Balıkesir’de ise fiyatlar popüler yerlerle yarışıyor.
SADECE 90 TANE KALDI
Ege ve Akdeniz bölgesinde bulunan 508 plaj, Uluslararası Çevre Eğitim Vakfı’nın belirlediği kriterlere göre mavi bayrıklı. Bu plajların ise sadece 90 tanesi yurttaşların ücretsiz olarak kullanabildiği halk plajı olarak yer alıyor. Bu oran hesaplandığında ise yurttaşlar buralardaki mavi bayraklı plajların sadece yüzde 17.71’inden ücretsiz olarak faydalanabiliyor.
Gönder