adscode
adscode

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez den Habertürk e açıklamalar

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez Habertürk ten Kübra Par ile Mehmet Akif Ersoy a özel açıklamalarda bulundu. Bakan Dönmez yerli doğalgazın vatandaşın faturalarına yansıtılabilmesiyle

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez den Habertürk e açıklamalar


Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Habertürk'ten Kübra Par ile Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtladı. Filyos'ta yerli gazın işleneceği tesislerde gerçekleştirilen canlı yayında açıklamalarda bulunan Bakan Dönmez, "Türkiye'de bugüne kadar başta Trakya olmak üzere kısmen de güneydoğuda doğalgaz üretimi vardı. Biz sadece bu sahada 1 yılda 50 yılda üretilen gazı çıkartmış olacağız" diye konuştu.

Bakan Dönmez, ayrıca "İlave keşiflerle Çaycuma ve Amasra'da 710 milyar metreküpe ulaştık. Türkiye'de konutlarda tüketilen gazı 33 yıl kullanacağını görüyoruz. İlk fazda yıllık 3,5-4 milyar metreküp bir gaz üretimi söz konusu olacak. Bir anda bütün kuyuları üretime almaya çalışsaydık en az 5 yıla ihtiyacımız vardı. Biz kısa bir süre içinde ilk gazı vermek istedik. İlk fazda çıkan gaz evlerimizin mutfaklarında kullanılacak gazın tamamını karşılıyor. 4 yıl içinde tüm ısınma ihtiyacını karşılayabilecek" ifadelerini kullandı...

Kapat


Reklam: 1:39
Bakan Dönmez'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

"SÜREÇ PLANLANDIĞI ŞEKİLDE DEVAM EDİYOR"
Bundan 11 yıl önce burada sahada hiçbir şey yoktu. 22 bin kazık çakıldı. Yaklaşık boyu 1400 kilometre. Türkiye'de her 4 kazık makinasının 3'ü bu alanda çalıştı. Şu an itibariyle baktığımızda yüzde 80-90 oranında tamamlanma sözkonusu. Deniz tarafında ciddi işimiz var. 180 kilometre uzakta 10 kuyunun sondajını yaptık. Kuyu içi tamamlama işlemleri bitti. Bir de kuyu tabanında bunları birbirine bağlayan ekipmanların montajı var. Boru hattı çekim işlemleri deniz tarafında bitti. Şimdi ağırlıklı olarak bu sahanın tamamlanması var. Deniz tabanındaki kuyuların kuyu başı işlemleri tamamlandı, dağıtım merkezinin montajı tamamlandı, borular döşendi, boruların testleri yapılıyor. İnşallah süreç planlandığı şekilde de devam ediyor.

"YILLIK YAKLAŞIK 3,5 MİLYAR METREKÜP GAZI KARAYA GETİRECEK"

İlk faz üretimimiz günlük 10 milyon metreküplük. Yıllık yaklaşık 3,5 milyar metreküplük gazı karaya getirecek. Filyos'ta yapmış olduğumuz işleme tesisi onun temizliğini yapacak. Sahamızın bitişiğinde BOTAŞ'ın istasyonu var, oradan iletime verecek. BOTAŞ hazır vaziyette bekliyor. Glikol hattından glikol basacağız. Antifiriz kimyası. Çıkan ham petrolün içinde su damlacıkları varsa onun donmasını önleyecek, yani sürekli bir geri dönüşüm işlemi olacak. Basınç ayarlamaları, debi kontrolleri bu merkezden yapılacak. Otomasyon sistemini hazırlıyoruz. Hangi kuyudan ne kadar üretilecek? Üretim miktarı, basınçların ayarlanmasını yerli yazılım sistemiyle uzaktan yapmış olacağız. Bu teknoljinin bir kısım malzemelerini yurt dışından getirtik. Mekanik aksan, kablolama burada yapıldı. Su tabanına yerleştirilecek malzemenin bir kısmını da Türkiye'de yapmaya başladık. İkinci fazda yerlilik oranı çok daha yüksek olacak. Filyos endüstri bölgesinde de bir planlama yapılıyor. Karadeniz'deki bu çalışma birkaç yıllık çalışma değil. Bu rezerv bize 30 yıl yetecek.

"1 HAFTA 10 GÜN İÇİNDE KARADA 7 BİN 500 KİŞİ ÇALIŞACAK"
Karadeniz'de Romanya, Bulgaristan bizi takip ediyor. Biz buradaki tecrübemizi ve bilgimizi onlarla birlikte değerlenme imkanımız olacak. Biz doğal olarak kendi projemize odaklandık. Türkiye Petrolleri de bir tecrübe kazanmış oluyor. Şu andaki planlamamız karaya çıkış noktası, terminali olarak Filyos'u planlıyoruz. Daha doğu veya batıdan keşif gelirse başka noktalardan da karaya çıkışları planlayabiliriz. Şu anda burada yaklaşık 6 bin 500 işçi çalışıyor. 2 bin 500 de denizde çalışanlarımız var. 1 hafta 10 gün içinde karada çalışanlarımızın sayısı 7 bin 500'e çıkacak. İkinci fazdaki bazı işlerin altyapısı hazır edilerek inşa ediliyor. Burada bir borulama işi var. Haberleşme ve data hatlarımız var. Ful otomatik sistem olacak. Enerji kablolarına da ihtiyacımız var. Görmüş olduğunuz tesiste bunların hepsini birlikte inşa ediyoruz.


MELİH HAN BİLGİN (TÜRKİYE PETROLLERİ A.O. GENEL MÜDÜRÜ: HEDEFİMİZ MART'A YETİŞMEK
Karaya yakın kesimleri deniz tabanı uçurumların içerisinden vadilerden geçerek serim işlemleri gerçekleştirildi. Bütün Karadeniz sahili boyunca, şehirlerimiz, kasabalarımız deniz uçurumların kenarındadır. Eğer deniz olmasaydı bu uçurumları gözlemleme şansımız olacaktı. Deniz tabanını çok iyi tanımlamış durumundayız. Deniz tabanını çok iyi belirledik. Deniz tabanı üretim tesisi bir ucundan öbür ucuna 12 kilometre mesafesi olan bir tesis. Şu anda karada gördüğünüz bir ucundan bir ucuna 13 kilometre var. Bütün bu Sakarya Gaz Sahası projesini karaya getirip işleyecek olan çalışmalarımız, mekanik montajlarımız tamamlanmaya yakın seviyede. Hedefimiz Mart ayına yetişmek. Filyos çok küçük, şirin bir beldemiz. Projemizde çalışan 6-7 bin kişinin konaklama imkanına sahip değil. Biz sahada kurduğumuz kamplarda barınma ihtiyacını çözdük. İlave kapasite oluşturacak şekilde denizde, limanda kendi çözümlerimizi geliştirdik. Yurt dışındaki projelerde çalışan 104 Türk vatandaşını projelerimize dahil ettik. Çok önemli tecrübe birikimine sahip arkadaşlarımız. İlaveten yurt dışı mensuplu olup da Türk vatandaşı olmak isteyen insanları da Türk vatandaşlığına geçmelerini kabul ettik. Türk vatandaşı oldular. Türkiye'de çocukları doğanlar, çocuklarına Türk isim veren yol arkadaşımız oldular. Bu projeye inanmak, takımın içerisnde olmak ve mücadeleyi beraber yürütmek.

BAKAN DÖNMEZ: AVRUPA KÖKENLİ ÇALIŞANLARIMIZDAN BAZILARI İLTİCA ETTİ
Bazı yabancı şirketlerde çalışan personelin evlerine kadar gidip Avrupa'da 'eşiniz bu projeden ayrılsın' noktasına kadar giden uygulamalar oldu. Bu arkadaşlar bizimle çalışmaktan mutlu ve memnun. Öyle ki, 'Ülkemiz bize sahip çıkmadı, biz Türk vatandaşı olmak istiyoruz' dediler. Türkiye'yi iltica ettiler. Avrupa kökenli vatandaşlarımız diyelim. Türkiye'ye ailesini getirdi, yerleşti, çocukluk oldu. Hatta Türk ismi verdiler. Bu ülke yıllardır en büyük sıkıntılarını enerjideki dışa bağımlılığından yaşadı. Bizim için enerji bağımsızlığı, milli bağımsızlığımız. Yıllarca ihmal edilmiş, yeterince odaklanılamayan, yoğunlaşılamayan bir alandan bahsediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu projeye destek vermesinin bugün meyvelerini alıyoruz. Geçmişte vatanını ve milletini seven birçok insanımız çalışıyordu; ancak politik destek verilmeyince bu projeler akim kalmıştı.

"1 YILDA 50 YILDA ÜRETİLEN GAZI ÇIKARTMIŞ OLACAĞIZ"
Medyada yer alan haberlerin kaynağı ya TPAO ya Enerji Bakanlığı'dır. Onların açıkladıklarında yalan, hilafı hakikat sözkonusu değil. Akçakoca'da yaklaşık 1.6 milyar metreküplük rezerv vardı. Bunları ürettik, kullandık. Trakya'da petrol olmakla birlikte doğalgaz keşifleri öne çıktı, bunlar da doğru. Biz bu çalışmalara başladığımızda 2017'deydi. Akdeniz'de 2018'de gemi alındı. Seçim 2018'in Haziran'ında yapıldı. Kurumun, bakanlığın planı, programı var. Seçimlere bakılmaksızın yapıldı bunlar. Son 20 yılda ülkede 13-15 defa seçim oldu. Referandumlar var. Bu bizim takvimimizle ilgisi alakası olmayan hususlar. Bulduğumuz şeyi açıklamayalım mı? Türkiye'de bugüne kadar başta Trakya olmak üzere kısmen de güneydoğuda doğalgaz üretimi vardı. Biz sadece bu sahada 1 yılda 50 yılda üretilen gazı çıkartmış olacağız. Burada 2020 yılında önce sismik çalışmalar yapıldı. Sonra bu çalışmalar yorumlandı. Tuna 1 kuyusunda keşif amaçlı sondajımız oldu. Ağustos 2020 yılında sayın Cumhurbaşkanımız milletimize bu müjdeyi verdi. Testler yapılmadı iddiası var. Tamamen yalan. Tam 2888 adet test yapıldı kuyu içerisinde. Burada mühendislik açısından destek aldığımız şirketler var. Bunların isimlerini vermek doğru değil; ama dünyanın en iyi firmalarıyla çalışıyoruz.

"JEOFİZİĞİN BABASI' DENİLEN BİR KURUM DEĞERLEME YAPTI"
Biz bu sahanın üçüncü bir taraf tarafından bağımsız denetlenmesini istedik. Biz ilk kuyuyu açtığımızda sadece tek kuyu üzerinden çalışma yapmıştık. Sonra kuyu sayısı 13'e çıktı. Artık sahayı daha iyi tanıyoruz. Bir üçüncü değerleme firmasına, yüzyıllık geçmişi olan, kurucularına 'petrol jeofiziğin babası' deniyor. Kendimiz emin olsak bile, bu değerlemeyi yaptık. Bunun sonucunda yukarı yönde bir revizyon çıktı. 652 metreküpe revize ettik. Bu şirket 100 yıldır çalışıyor. Bu işe başlamadan önceki maliyet hesaplamalarımız, ithal ettiğimiz gaza göre burası çok daha ekonomik gözüküyor. Bundan doğal olarak vatandaşlarımız da istifa edecek. Bu iş ücretsiz dağıtılacak diye bir algı olmasını istemem, çünkü burada masraflar da var.

"4 YIL İÇİNDE TÜM ISINMA İHTİYACINI KARŞILAYABİLECEK"
Bundan hem milletimiz, hem devletimiz kazançlı çıkacak. Bizim enerjide dışa bağımlılığımızı azaltacak. Şu anda yüzde 99,3'ünü ithal ettiğimiz doğalgazdan bahsediyoruz. 15-20 milyar metreküp gaz hedefliyoruz. Bu rakamlara göre aşağı yukarı yüzde 30'lar seviyesinde olduğunu söyleyebiliriz. Bu bizim ilk keşifimizle ilgili. 405 milyar metreküpü revize ettik. Bu ona göre yaptığımız hesap. İlave keşiflerle Çaycuma ve Amasra'da 710 milyar metreküpe ulaştık. Türkiye'de konutlarda tüketilen gazı 33 yıl kullanacağını görüyoruz. İlk fazda yıllık 3,5-4 milyar metreküp bir gaz üretimi söz konusu olacak. Bir anda bütün kuyuları üretime almaya çalışsaydık en az 5 yıla ihtiyacımız vardı. Biz kısa bir süre içinde ilk gazı vermek istedik. İlk fazda çıkan gaz evlerimizin mutfaklarında kullanılacak gazın tamamını karşılıyor. 4 yıl içinde tüm ısınma ihtiyacını karşılayabilecek.

"VATANDAŞLARIMIZIN LEHİNE BİR ŞEY VARSA ELBETTE YAPARIZ"
Muhtemelen doğalgazda sübvansiyon miktarı 200 milyarın üstünde olacak. Avrupa'da yüksek fatura ödeyenler var. O ülkelerde de zaman zaman sübvansiyon uygulamasına gidenler var. Avrupa ile mukayese ettiğinizde en yüksek subvansiyon yapan ülke Türkiye. Enerji fiyatları 2 yıl içerisinde anormal attı. İthal ettiğimiz ürün, kuru da dikkate aldığımızda. Bunları vatandaşa yansıtsaydık vatandaşımızın alım gücü azalacaktı. Hükümetimiz çalkantılı dönemi en az hasarla atlatmayı başarmıştır. Faturanın yüzde 75'i vatandaşımıza yansımadı. Vatandaşın lehine yapılabilecek bir şey varsa elbette varız. Her türlü senaryoyu çalışıyoruz. Birkaç ay sabredelim, görelim. Ondan sonra yapılabilecek bir şey varsa çekinmeden yaparız. Cumhurbaşkanımız da ifade etti, bu işten hem devletimiz hem milletimiz kazançlı çıkacak.

"GEMİLERİMİZE KAHRAMANLARIMIZIN İSMİNİ VERİYORUZ"
Yeraltındaki robotlar, orada insanın yapabileceği bütün işlemleri yapıyor. Aşağıda robotların aydınlatma sistemi var. Ekipmanlar oraya yerleştiriliyor. Petrol ve gaz endüstrisinde ekipmanlara verilen ilginç isimler var. Christmas tree de bunlardan biri. Şimdi Çanakkale Savaşı'nda tarihe geçmiş insanlarımızın ismini botlara verdik. Onların hatırasını yaşatmak için gemilerimize, tarihimizde önemli kahramanlık yapmış insanların ismini veriyoruz. Müstecip Onbaşı ve Seyit Onbaşı da yüzlerce kahramanımızdan sadece ikisi. 55 tane gemimiz var. Bunların bir kısmı boru çekiyor, bazıları aşağıda dolu işlemleri yapıyor. Dik yamaçlarda robotlarla kazı dolgu işi yapıyoruz, karada bir otoyol yapar gibi düşünün. Bu gemilere servis işlemleri gerekiyor. Personel naklinde bazen acil ihtiyaçlar sözkonusu. Bu iki gemiyle 2 saate indirmiş olduk.

Play Video
İLK KEZ HABERTÜRK EKRANLARINDA YANAN DOGALGAZ GÖRÜNTÜSÜ
Biz her serbest akış testinde doğalgazı yakıyoruz. Şu anda Türkali 10 Kuyus'nda Kanuni gemimizin gaz yakmasını görüyoruz. Her gün yapılır bu testler. Belli saatlerde açılır, yakılır. Gazın kompozisyonuyla alakalı bazı veriler alınır. Bunlar rutin tesisler. Şu anda canlı olarak gaz yanıyor.

"TÜRKİYE 15 ÇEŞİTLİ KAYNAKTAN DOĞALGAZ ALIYOR, PAZAR OLUŞMASI NORMAL"
Bulgaristan'la son aylarda bazı teknik görüşmeler vardı. 3 hafta önce Bulgaristan heyetini sayın Cumhurbaşkanımız İstanbul'da ağırladı. Gündemde enerji ve doğalgaz konusu vardı. Bulgaristan bizim gibi enerjide dışa bağımlı ülke. Alternatif kaynak arayışı içindelerdi. Bizim altyapımız oldukça güçlü. Depolarımızın kapasite sayısını arttırdık. Öncelikle kendi arz güvenliğimiz, kendi içimizde tüketilecek gazın işlenmesi ve iletilmesiyle ilgili. Bir taraftan Avrupa'nın güney doğusunda gaz merkezi olma çabamız vardı. Bu ete kemiğe büründü. Bulgaristan'da yapılan anlaşma ile bunun ilk adımını atmış olduk. Türkiye 15 çeşitli kaynaktan doğalgaz alıyor. İran, Azerbaycan, Rusya en çok doğalgaz rezervine sahip ülkeler. Hazar'ın doğusundan, Irak'tan, Doğu Akdeniz'den gelecek kaynaklar da eklenebilir. Bu kaynağın girdiği noktada pazarın oluşması, ticaretin oluşması gayet doğal. Bir de buna yerli gazı eklediğimiz de çok daha büyük gaz rezervine sahip olacağız.

"PAZAR YERİ TÜRKİYE OLACAK, FİYAT BURADA OLUŞACAK"
Bizim Rusya ile kontratlarımız yıllardır devam ediyor. İlk tedarikçimiz Rusya olmuş. Rahmetli Özal zamanında yapılmış sözleşme. Sonrasında biz iktidara geldiğimizde sadece 5 büyük şehirde, 50 ilçede doğalgaz varken bugün hamdolsun 81 ile götürmüş durumdayız. Batıdan gelen hat yetmedi. Mavi Akım Samsun'dan giriş yaptı. Ondan sonra Tanap eklendi. Türk Akım iki boru hattı devreye girdi. Biri sadece bize çalışıyor, diğeri Bulgaristan üzerinden Avrupa'ya gidiyor. Azerbaycan, Rusya, İran burada oyuncu olabilir. Birçok terminalimiz var. Biz burada pazar yeri açıyoruz. Siz pazarda bazen yöresine, bazen türüne göre tercih ediyorsunuz. Pazar yeri Türkiye olacak, fiyat burada oluşacak. Biz burada oyuncu olacağız. Bunların servis bedeli olacak. Biz kaynaklara yakınız. Gazı alırken Batı Avrupa'daki pazarlarda oluşan fiyata endeksli alıyoruz. Ama biz bu göstergeyi Türkiye'de oluşturursak Güneydoğu Avrupa'da bölge açısından da avantaj olacak. Şu anda yol haritasını tamamlamak üzereyiz. Fiziki olarak altyapımız hazır. Son 4 yıldır Türkiye'de doğalgaz ticaret platformunu ulusal piyasa için çalıştırıyoruz. Yazılım ve IT altyapısı büyük oranda hazır. Uluslararası piyasaların beklentileri doğrultusunda fiyat oluşumuyla ilgili görüşmeler yapıyoruz. Nitekim Bulgaristan ve Makedonya'daki seyahatimizde bunları konuştuk. Onlar da bize destek oluyorlar. Kaynak ülkeleri ile görüşüyoruz. Onlar da bu fikre sıcak bakıyorlar. Herkesin güven duyacağı şeffaf bir piyasayı oluşturabileceğini düşünüyoruz.

"YAKIN GELECEKTE HİDROJEN YOL HARİTAMIZI KAMUOYUYLA PAYLAŞACAĞIZ"
Temiz enerji, yenilenebilir enerjiye yönelik var ama oradaki ARGE çalışmaları henüz işin başında. İhtiyaçların belki bir kısmını karşılıyor olsa bile doğalgazın alternatifi şu an yok. Kömüre alternatif çıktı doğalgaz ama bugün kömüre geri döndüler. Hidrojen konusu var. Yeni bir enerji taşıyıcısı olan hidrojeni tüketicilere nasıl ulaştıracaksınız? Mevcut doğalgaz altyapısını kullanarak. Bu altyapıyı kullanarak Avrupa pazarına götürme imkanı olacak. Çok yakın gelecekte Türkiye'de hidrojen yol haritasını kamuoyuyla paylaşacağız.

"GABAR TÜRKİYE'DE BÜYÜK, DÜNYA ÖLÇEĞİNDE HATIRI SAYILIR KEŞİF"
Son 5 yılda Türkiye Petrolleri üretimini yüzde 50 arttırdı. 65 bin varile kadar çıktı. 15 bin özel sektörün üretimi var. Tüketimimiz ham petrol ithalatımız 650 bin varil. Bunun üzerine 200 bin varil işlenmiş ürünü de ithal ettiğimizi düşünürsek. Geçtiğimiz yılı yüzde 10'la kapattık. Bu yıl sonu bu rakam yüzde 12'ye çıkacak. Hedefimiz Cumhuriyetimizin 100. yıldönümünde 100 bin varil. Yeni rezervler var. Bazı rezervler küçük, bazı rezervler yüksek. Adana'da bir keşfimiz oldu. Yaklaşık 8-10 milyon varil, çok yüksek değil. Asıl Gabar'da 7 kuyudan 7 bin 700 varillere çıkmış durumundayız. Kuyubaşı 1200 varilden bahsediyoruz. Türkiye ortalamasında oldukça yüksek bir seviye. Batman'da petrolümüz ağır petrol olduğu için üretim miktarımız çok yüksek değil. Biz Raman'da günlük 6 bin varil, Gabar'da son keşif yaptığımız yerde 7 kuyudan 7 bin 750 bin varil üretim yapıyoruz. Orada kuyu sayımızı artıracağız. 15'in üzerine çıkacağız. O sahanın komşu bölgelerinde sismik çalışmalarımızı tamamladık. Arkadaşlar kuyu çalışmalarını planlıyorlar. Önümüzdeki aylarda olumlu netice alırız diye düşünüyoruz. Potansiyeli yüksek saha olduğunu ilk sismik verilere baktığımızdan öğreniyoruz. Gabar'daki petrol rezervi de dünya tarihine 7. sırada girmiş oldu. Türkiye ölçeğinde büyük, dünya ölçeğinde hatırı sayılır bir keşif.

"TARİFESİ DÜZENLENEN 8 İLDEN BİR TANESİ DE İSTANBUL'DU"
BOTAŞ Türkiye genelinde toptan gaz satışını taşıyan ve yapan ulusal bir şirketimiz. Şu anda toptan satış fiyatı var. 4 liradan 1 metreküpünü satıyor. Orada dağıtım payı, dağıtım yatırımları ve işletme giderlerini karşılayacak bedeldir. Dağıtım tarafında 5 yılda bir hesaplama yapılır. O bölgede yapılan, yapılacak yatırımlar, işletme giderleri ve satılan doğalgaz miktarına bağlı olarak birim bedel belirlenir. İGDAŞ büyük oranda yatırımlarını tamamlamış bir şirket. Geride olan ihtiyacı azaldı. Bu indirim sadece İstanbul'da mı oldu? Hayır, Ankara'da, İzmit'te de oldu. Tarifesi düzenlenen 8 ilden birisi İstanbul'du. İstanbul'daki dağıtım bedelenin nihai faturada yaklaşık yüzde 12 oldu. EPDK parametreleri dikkate alarak bir hesaplama yapıyor, dağıtım bedeli şu kadarlık bedel senin giderlerini yapmak için yeterli diyor. Dolayısıyla indirimi İGDAŞ yapmıyor. 81 il içinde aynı metodoloji geçerlidir. İGDAŞ'ın da diğer şirketlerden mevzuat açısından bir farklılığı yok.

"ANKARA'YLA İLGİLİ OLARAK BİR ŞEY YAPILACAKSA ÇALIŞMAMIZ LAZIM"
Doğalgazda satış fiyatı stratejimiz üç boyutta. Birincisi konutlar, hane halkını sübvansiyonla destekliyoruz. Sonra küçük orta ölçekli işletmeler var. Hizmet sektörü yer alıyor. Orası da yüzde 45-50 oranda sübvansiyon yapılıyor. Büyük işletmeler ise sanayi grubunda, büyük ticari grubunda kalan tarifeler. Orada herhangi bir sübvansiyon uygulamamız olmadtı. Orası sanayi ve ticaret alanı. Oradaki fiyatlama politikamız maliyet tabanlı yürüdü. Nitekim son 2-3 ayda, orada yüzde 15-25 arasında farklı kategorilerde indirim yapılmış oldu. Ankara'da EGO ile alakalı olarak, anladığım kadarıyla onlar büyük tüketici statüsünde. Büyük kullanıcılar sınıfında olduğu için zaman zaman fiyatlarda artış oldu. Hangi dönemi baz alarak söylediler bilmiyorum. Bu grupta bir sübvansiyon uygulamamız yok. Burada maliyet artışından dolayı üstlenmiş olabilirler. Böyle bir şey yapılabilecekse bununla ilgili çalışmamız lazım. Diğer belediyelerle de görüşmemiz gerekir. İstanbul ve Anadolu'da da doğalgazlı otobüsler var. Bunlara çalışmamız lazım.

"CEMEVLERİNİ MESKEN STATÜSÜNE ALIP İNDİRİM YAPTIK"
Cemevlerindeki indirim son derece pozitif ve olumlu karşılandı. Doğalgazla ilgili olarak mesken sınıfına taşınması talebi gelmişti. Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettik. Yılbaşından itibaren hem ibadethaneler hem cemevleri mesken statasüne geçti. Yaklaşık yüzde 40-45 indirime geçmiş oldular.

"ARKADAŞLARIMIZ DOĞU AKDENİZ'DEKİ KEŞİF ÇALIŞMALARINDAN UMUTLU"
Doğu Akdeniz'de bulamadığımız yerler var. Yeni sondaj yapmamız gereken alanlar var. Somut bir şey yakaladığımızda Karadeniz'de nasıl açıkladıysak, onu da açıklarız. Arkadaşlarımız ümitli. İnşallah orada da keşifler olacak. Daha çok Güney Akdeniz'deki sahalar var. Formasyon olarak bazı farklılıklar var. Akdeniz'in güneyi ile kuzeyi arasında. Afrika plakasının uzantısı güneyde bulunan rezervler. Bizim kuzeyde yer aldığımız Anadolu plakası. Bir plaka farklılığı var. Bunu dikkate alarak bir değerlemeye ihtiyaç olduğunu arkadaşlarımız söylüyor.

"KIBRIS'TA ADANIN PATRONU BİZİZ DİYORLARSA DA ÖYLE BİR ŞEY YOK"
Deniz yetki alanlarımızla ilgili bizim bir sıkıntımız yok. Kıbrıs'ta KKTC'nin güney kesiminde müşterek çalışma talebi var. İki taraflı devlet olacaksa, iki bağımsız devlet olacaksa oturulacak kara ve deniz sınırları netleşecek. Onların iddiası 'adanın patronu biziz' diyorsa öyle bir şey yok. Hakça paylaşım için masaya oturmalısınız diyoruz, onlar yanaşmıyor.

"ABDÜLHAMİT HAN GEMİSİ MERSİN TAŞUCU'NDA"
İlk kuyuyla birlikte keşif yakalanınca iki üç yıl içinde üretilmesi hedef konulunca doğal olarak filomuzun büyük kısmını Karadeniz'e çektik. Kuyu açıldıktan sonra yapılması gereken işler var. Sadece kuyu açmakla iş bitmiyor. Üç gemi ancak yetişiyor. Abdülhamit Han filomuza yeni katıldı. Mersin Taşucu'nda devam ediyor.

"BOTAŞ TUZ GÖLÜ'NDE ÇEVRE ÖDÜLÜ ALDI"
Depolama kapasitesi olarak karada depolarımız var. Bir tanesi Tuz Gölü'nde, kapasitesi 1.2 milyar metreküp. Genişletme çabaları devam ediyor. Orada Tuz Gölü aşağısında yüzlerce metre tuz yapılarından oluşuyor. 500-600 metre aşağıya indik orada. Kızılırmak'tan su getirip, aşağıda tuz yapısını erittik. Eyfel Kulesi'ni içine koyabilirsiniz. Tuz Gölü'nde flamengo veya halk dilindeki ismiyle Allı Turna popülasyonu 4-5 kat arttı. Bundan dolayı BOTAŞ çevre ödülü aldı. Tuz Gölü'nü bu projeyle canlandırmış olduk. Proje bitince o su hattını DSİ'ye devredeceğiz, tarım alanlarını sulamış olacak. Tuz yapılarındaki en yüksek kapasiteli proje dünyada orası olacak. Silivri'de, Marmara'nın altındaki eski Silivri üretim sahasını geliştirdik. Orayı yeraltı doğalgaz deposu haline getirdik. Son 2 yılda yaptığımız çalışmayla o tarihten bu zamana 4.6 milyar metreküpe çıkarttık. Tuz Gölü'nde eritme suretiyle mağara oluşturuyoruz. Silivri'de denizin altında Avrupa'da en büyük doğalgaz depo kapasitesine kavuşmuş olduk. Depolar dolu, yıl sonuna kadar hiç kullanmadık.

"RUSYA ERTELEME DE İÇİNDE OLACAK ŞEKİLDE BİRÇOK KONUYU GÖRÜŞÜYORUZ"
Rusya'da anlaşılmış müzakereler devam ediyor. Rusya ile çok boyutlu görüşüyoruz. Türkiye'nin lehine olacak maliyet avantajları neyse onları müzakere ediyoruz. Şu anda erteleme de içinde olacak şekilde birçok konuyu görüşüyoruz. Şu anda ülkeler için en kritik konu arz güvenliği ve sürekliliği. Şu anda Rusya ile ilgili bir sorun yaşamadık. Elbette fiyat da önemli. Bunlar ticari konular. Zamanı gelince açıklarız. Gaz merkezinin konuşulabilmesi bile bu ülkenin Türkiye'ye olan güvenlerin göstergesidir. Gaz, petrol, enerji konusu sıradan emtialar değil, stratejik emtialar. Pazardan sıradan ürün alır gibi davranamazsınız. En büyük enerji sizde olur sattırmazlar, ihtiyacınız olur aldırtmazlar. Burada kimler kazanıyor, kimler kaybediyor, bakıp cevap vermek lazım.

"DÜNYADA 100'DEN FAZLA ÜLKEYE BOR SATIYORUZ"
Bor'la ilgili olarak geçtiğimiz yıl rekorla kapattık. Dünyada yüzde 72 bizim elimizde. Artık cevher olarak satışımız hiç kalmadı, işlenmiş ürünler olarak satıyoruz. 100'den fazla ülkeye Bor satıyoruz. Bor tarımda da kullanılıyor. Geçtiğimiz yıl üretimde ihracat rekoru kırdık. Eti Maden kuruluşundan bu tarafa en büyük ihracatını yakalamış oldu Bor ve ürünlerinde.

"GÜNEŞ PANELİ ÜRETİMİNDE AVRUPA'DA BİRİNCİ SIRADAYIZ"
CHP maalesef bizi arkadan izliyor, günceli takip edemiyor. Şu anda 9 bin megavat civarında güneş kurulu düzenimiz vardı. Sıfırdan bir endüstri oluşturduk. Şu anda güneş paneli üretiminde Avrupa'da birinci sıradayız. İhracat da yapıyoruz. Çiftçilerimiz kullanıyor. Şu anda aylık 500-600 megavat civarında talep geliyor. Lisanssız taraf kendi ihtiyacı için kullanıyor. Çevre Şehircilik, İklim Değişikliği Bakanlığımız, belli büyüklükteki binaların enerji ihtiyacının en az yüzde 5'ini yenilebebilir enerjiden karşılayacak diye karar aldı. Bunu zaman içinde yükseltecekler. Vatandaşın ilgisin ibir görelim. Orada hedef sıfır enerjili, sıfır atıklı yapılara doğru bir yönlendirme var. Kanuna göre kurulu gücün iki katına kadar lisanssız elektrik üretim tesisi kurabilirsiniz. Bu şu anlama geliyor 100 birim öz tüketiminiz varsa en fazla 200 birim üretebilirsiniz. Daha fazla üretiyorsanız artık ticarete gidiyor o zaman lisans almanız lazım.

Orada bir iki ihtilaf yaşandı, sağolsun Cumhurbaşkanımızın girişimiyle çözüldü. Şimdi yılın sonuna doğru ilk reaktörü işleme almayı hedefliyoruz. Akabinde 4 reaktörü almış olacağız. Sinop'ta düşündüğümüz yeni proje. Japonya ile belli noktaya gelinmişti. Fiyatta anlaşamadığımız için yarım kalmıştı. Şu anda Rusya ve diğer aktörlerle de görüşülüyor. Şu anda Akkuyu'da bu proeyi gerçekleştirdiği için Türkiye piyasasını biliyor. Sinop'la ilgili taraflar anlaşırsa Rusya ile devam edilir. Akkuyu'da lisans süresi 50 yıl. Onlar 15 yıl süreyle ürettiği elektriğin yüzde 50'sini devlete diğerini serbest piyasaya satacak. Sinop'taki şartlar farklı da olabilir. Biz Akkuyu'da ciddi tecrübe kazanıyoruz. Rusya'da eğitim alan arkadaşlarımız var. Birçok yüklenici çalışıyor. Türkiye'nin yeni yüzyılına da girmiş olduk. Tüm vatandaşlarımıza Türkiye'nin yeni yüzyılının hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor, yeni yüzyılın enerjinin de yüzyılı olduğunu söylemek istiyorum.

İlk Yorumu Siz Yapın

Gönder

Bakmadan Geçmeyin