adscode
adscode

Selin Türkmen ile Rahimcan Kapkap karakterlerini yorumladı Tatlı bir kıvama geldiler

Bu akşam SHOW TV de saat 20 00 de yeni bölümüyle ekrana gelecek olan Kızılcık Şerbeti nde Çimen karakterine hayat veren Selin Türkmen ve Metehan ı canlandıran Rahimcan Kapkap

Selin Türkmen ile Rahimcan Kapkap karakterlerini yorumladı  Tatlı bir kıvama geldiler

SHOW TV’de ekrana gelen, yapımını Gold Film'in, yapımcılığını Faruk Turgut'un üstlendiği 'Kızılcık Şerbeti', her cuma günü saat 20.00'de izleyicilerle buluşuyor.

Play VideoReplay
Unmute
Remaining Time 0:57 / 0:57Fullscreen

Senaryosunu Melis Civelek'in yazdığı, yönetmenliğini ise Ketche'nin üstlendiği 'Kızılcık Şerbeti'nin oyuncu kadrosunda; Barış Kılıç, Evrim Alasya, Settar Tanrıöğen, Sıla Türkoğlu, Sibel Taşçıoğlu, Doğukan Güngör, Müjde Uzman, Aliye Uzunatağan, Feyza Civelek, Ceren Yalazoğlu, Emrah Altıntoprak, Feray Darıcı, Selin Türkmen, Özlem Çakar, Oral Özer, Rahimcan Kapkap, Serkan Tınmaz ve Tuana Gizem Uzunlar gibi birbirinden başarılı oyuncular yer alıyor.

Kapat
Pause
Unmute
Remaining Time 0:26 / 0:57Fullscreen

'Kızılcık Şerbeti'nde 'Çimen' karakterine hayat veren Selin Türkmen ve 'Metehan'ı canlandıran Rahimcan Kapkap ile konuştuk. Samimi açıklamalarda bulunan Türkmen ile Kapkap, oyunculuk serüvenleri, projeye dahil olma süreçlerini ve karakterlerini anlattı.

Play Video
Selin Türkmen; 'Kızılcık Şerbeti' ile ilgili olarak "Açıkçası hikâyesi ve oyuncu kadrosu beni çok cezbetmişti" derken, Rahimcan Kapkap ise "İlk teklif geldiğinde tabii ki çok heyecanlandım. Yastığa kafamı gömüp, sevinçten haykırdığımı hatırlıyorum" şeklinde konuştu.


“İNANCIMI HİÇ KAYBETMEDİM”
* SHOW TV’de ekrana gelen 'Kızılcık Şerbeti' dizisinin kadrosunda yer alıyorsunuz. Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz, biraz kendinizden bahseder misiniz?

Selin Türkmen: Ben küçüklüğümden beri televizyon izlerken hoşuma giden yerleri kafama kazıyıp gidip, aynanın karşısında oynardım. Tek başıma evcilik oynarken bile kafamda bir hikâye yaratıp, bir karakter bulup saatlerce o karakteri ve hikâyeyi sürdürürdüm. Ergenlik dönemlerimde yavaş yavaş oyunculuk nedir, oyuncular ne yapar diye merak etmeye başlayıp, araştırmalar yapmaya başladım. Açıkçası yaşadığım yer, ailem, çevrem buna pek müsait olmadığı için herhangi bir adım atamadım. Üniversitenin ilk yılında aslında bu döneme tam olarak ’kendini bulma dönemi’ diyebiliriz. Bu merakım çok daha fazla artmaya başladı, artık dizilerin ve filmlerin nasıl çekildiğine, kameraların ne açıyla koyulup, oyuncuların kaç kere aynı sahneyi oynadıkları, tiyatroda nasıl o kadar insan içinde hiç teklemeden canlı canlı oynadıklarını merak etmemle devam etti. Başlarda biraz merakımı gidermek istedim, biraz da gerçek hayattan kopup, başka bir insan olabilmek bana zevkli geldi ve bu bir hobi oldu benim için. Sonrasında, ’En azından denemek istiyorum. Yaşlanınca keşke yapsaydım demek istemiyorum’ diyip, içine girdikçe çok daha büyülü bir dünyayla karşılaştım. Bazı şeyleri başarabildiğimi fark ettim ve oyunculuk benim hobimden çıkıp, bir gâye ve bir aşk haline dönüştü. Kendi hayatını bir kenara bırakıp, başka bir karaktere hayat vermek, kendinden ona, ondan sana bir şeyler katmak tarifi çok başka bir his... Başlarda sektörü hiç bilmediğim ve etrafımda bana yol gösterecek herhangi bir kişi olmadığı için çok zorlandım. Kezâ ailem de çok karşı çıktı, küslükler yaşandı. Çok kez düştüm ama hiçbir zaman bırakmak aklımın ucundan dahi geçmedi. İnancımı hiç kaybetmedim. Şimdilerde henüz çiçeği burnunda olmama rağmen; ’İyi ki karar vermişim, iyi ki vazgeçmemişim ve iyi ki oyuncu olmuşum’ diyorum...


”OYUNCULUK İLK AŞKIM”
Rahimcan Kapkap: Merhaba, Rahimcan ben... 18 Nisan 1998’de Konya’da doğdum. 2017’de de İstanbul ve oyunculuk maceram başladı. Geniş bir ailenin en küçüğüyüm. Büyük kardeşlerim zor meslekler okuyunca bizimkiler de bana sık sık, ’Doktor ol, mühendis ol’ diye nasihatte bulunmaya başladılar tabii ki. (Gülüyor) Ama benim meslek seçme gibi bir şansım olmadı sanırım. Aklım ermeye başladığından beri oyuncu olacağımı söylüyordum hep. Arkadaşlarım, iş yerindekiler... Gülüyorlardı, ciddiye almıyorlardı tabii ki. (Gülüyor) Bilmiyorum, içten gelen bir şey sanırım. Asla kendimi başka bir meslek yaparken hayal edemedim. Mesleğim beni küçükken ele geçirdi galiba. İstanbul’a gelir gelmez de Craft’ta eğitim almaya başladım. Oyunculuk ilk aşkım diyebilirim. (Gülüyor)

"YİRMİ YIL SONRAKİ SELİN TÜRKMEN'İ KISKANMAK İÇİN SÜREKLİ KENDİME YATIRIM YAPIYORUM"
* Kariyerinize yön vermek açısından ne gibi adımlar izliyorsunuz?

Selin Türkmen: Oyunculukta üretmenin ve öğrenmenin bir sınırı yok. Şu an burada ’Çimen’ karakterine hayat verirken dışarıda oyuncu koçuyla da çalışmalara devam ediyorum. Spor yapıyorum, okuyorum, araştırıyorum, çalışıyorum, öğreniyorum... Haluk Bilginer'in çok sevdiğim bir lafı var; ’Yirmi yıl sonraki Haluk Bilginer'i çok kıskanıyorum. Kim bilir neler öğrenmiş olacak...’ diye. Yirmi yıl sonraki Selin Türkmen'i kıskanmak için sürekli kendime yatırım yapıyorum. Şu aralar çok tiyatro yapmak istiyorum. Açıkçası bunun için biraz uğraş veriyorum. İlerleyen dönemlerde de eğitimlerime yurt dışında beğendiğim okullarda devam etmek istiyorum.

”UÇSUZ BUCAKSIZ BİR MESLEK”
Rahimcan Kapkap: Kariyer planlamasında öncelikli hedef; acele etmeden, sindirerek ve kendimi geliştirerek ilerlemek... Oyunculuk çok uçsuz bucaksız bir meslek. İçinde bulunduğum projede elimden gelenin fazlasını yaparak yoluma devam etmek en doğrusu olarak düşünüyorum.


”ADINI DUYUNCA GÖZLERİM PARLAMIŞTI”
* 'Kızılcık Şerbeti'nden ilk teklif geldiğinde neler hissettiniz? Bu projede sizi en çok etkileyen neydi ve diziye dâhil olma sürecinizde neler yaşadınız?

Selin Türkmen: Bu benim ana akıma yaptığım ilk projem. O zamanlar düşündüğümüz birkaç proje vardı ama ’Kızılcık Şerbeti'nin hikâyesi, oyuncu kadrosu açıkçası beni çok cezbetmişti. Zaten Evrim Alasya'nın çocukluğumdan beri hayranıyım ve adını duyunca gözlerim parlamıştı. Çok net hatırlıyorum; bu proje bana ilk geldiğinde aynı gün Evrim'le yolda karşılaştım ve içimden dedim ki; ’Tamam Selin’ciğim. Bu bir işaret. Sen bu işi oldu bil...’ O günden sonra hayatıma zaten olmuş gibi devam ettim ve audition (deneme çekimi) verirken bile aslında sonrasını bilerek davranıyordu

"YASTIĞA KAFAMI GÖMÜP, SEVİNÇTEN HAYKIRDIM”
Rahimcan Kapkap: İlk teklif geldiğinde tabii ki çok heyecanlandım. Yastığa kafamı gömüp, sevinçten haykırdığımı hatırlıyorum. Gold Film’in ve Ketche’nin ismini gördüğümde içim çok kıpır kıpır olmuştu. Çünkü Ketche adını sürekli duyduğum ve yeteneğine hayran olduğum bir yönetmen... Tüm ekip elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor ve bu şahsen oyun alanımı aşırı genişleten ve evimde hissetmemi sağlayan en büyük unsur... Herkesi çok seviyorum ve ’Maşallah’ diyorum. Her biri benim için çok kıymetliler. Sonsuz minnetle...

”BU CÜMLE KESİNLİKLE DİZİNİN ÖZETİ”
* Sizce 'Kızılcık Şerbeti'ni diğer dizelerden ayıran özellik neler? Hikâyeyi nasıl buluyorsunuz?

Rahimcan Kapkap: Empati... Kesinlikle yaptığımız iş ağır empati kurduran bir iş. İnsanları mental açıdan konfor alanlarından çıkartıp, empati kurmaya zorluyor. Her karakterin ayrı bir hikâyesi var ve toplumumuzdaki çoğu insan kendinden bir şey bulabiliyor. Her toplumda kültürel farklılıklar var, evet ama kim zorunda kalmadıkça bu çatışmanın içine tüm benliğiyle atlayabiliyor? Kimse... Ama önyargılarımızı, sınıflandırmalarımızı baypas edip, yakından temas edince karşımızdaki insanın hayatına, kalbine insan olduğumuzu hatırlıyoruz. ‘Dünyayı güzellik kurtaracak ve bir insanı sevmekle başlayacak her şey…’ cümlesi kesinlikle ’Kızılcık Şerbeti’ dizisinin özetidir. (Gülüyor)

”ÇİMEN’ OLAYLARI İYİ ANALİZ EDEBİLEN BİR KARAKTER”
* Dizide ‘Çimen Korkmaz’ ve ‘Metehan Ünal’ karakterlerine hayat veriyorsunuz. Canlandırdığınız karakterleri analiz eder misiniz?

Selin Türkmen: ’Çimen’, 17 yaşında ’Kıvılcım'ın otoritesiyle büyümüş ama biraz da ’Alev'e özenen, hazırcevap, ailesine çok düşkün, etrafındaki yapılan haksızlıklara göz yummayan, çoğunlukla duygularıyla değil aklıyla hareket eden ve olayları iyi analiz edebilen bir karakter. ’Kıvılcım'ın otoriter tarafına alışmış olsa da yaşının gereği zaman zaman ufak başkaldırıları olabiliyor. Aslında bir taraftan ailedeki herkesi olduğu gibi kabullenmiş ve bunu da çok sorgulamıyor. Ailesinin ters gibi gördüğü şeyleri kendisi de o kültürde büyümüş olmasına rağmen karşıt görüşe de hak vererek kafasında normalleştirebiliyor. ’Çimen’, tamamen kendi dünyasında herkesi olduğu gibi kabul etmiş, mantıklı bir çocuk diyebilirim. Kesinlikle oğlak burcu... (Gülüyor)


”METEHAN’ ADAMDIR, SEVİYORUZ”
Rahimcan Kapkap: Öncelikle ’Metehan’ı oynamak çok keyifli ve öğretici. Az önce de söylediğim gibi; empati yapmamı çok zorlayan bir karakter. Kesinlikle sağı solu belli olmuyor. Babasıyla arasındaki bağ çok kuvvetli. Aslında amcası olan babasıyla da bağları çok kuvvetli diyebiliriz. Ailevi konuları konuşmayı pek sevmeyen, içine atan bir karakter... Böyle olunca da en ufak bir kıvılcımdan parlayan biri... Öfkesini başkasından çıkarıyor, en çok da kendisinden... Ama şımarık bir yerden değil, alt metni kuvvetli, kıymetli... Kısacası; ‘Metehan’ adamdır, seviyoruz.

* ‘Çimen Korkmaz‘ ve ‘Metehan Ünal’ ile ortak ya da benzer bulduğunuz özellikler var mı? Varsa nelerdir?

Selin Türkmen: Dediğim gibi; ’Çimen’, duygusallıktan ziyade aklıyla hareket eden bir karakter... Selin de, ’Çimen’ de aile bağlarına önem veren kişilikler... 17 yaşlarımı hatırlıyorum, bayağı asi bir kızdım. Otorite kabul etmezdim, çabuk sinirlenir ve kendimi sürekli bir olayın içinde bulurdum. Daha duygusal, daha fevri bir karakterdim. Bu yanlarımı büyüdükçe özellikle hukuk okumaya başlayınca empati yeteneğimi geliştirip, olaylara farklı açılardan yaklaşınca o asilik yerini daha sakin ve sınırları belli olan net bir kişiliğe dönüştürdü. Ama hala tabii ki ’Çimen'le bu konuda benziyoruz diyemiyorum. Bazen senaryoyu okurken ’Çimen'in söylediklerine ve yaptıklarına, ’Hayır ya, böyle söylemezsin’ ya da, ’Böyle yapmazsın Selin’ dediğim oluyor. (Gülüyor) Ben daha köşeli, daha keskin bir karakterim ’Çimen'e göre. Gariptir ama ’Metehan’ karakteriyle daha benzerim ve ’Metehan'ı gerçekten çok iyi anlıyorum.

Rahimcan Kapkap: Aslında ikisinin de ebeveyni onlara değer veriyor, seviyor. Sadece bunu dile getirmiyorlar. ’Kıvılcım’ ve ’Ömer’ in de yükleri çok fazla. Bu yükler de bazen çocuklarını göz ardı etmelerine sebep olabiliyor ama ufak bir serzenişte hatırlıyorlar, yöneliyorlar o tarafa... Onun haricinde ikisi de bayağı laf sokmayı seven, ağzından çıkanı kulağı duymayan, birbirine zıt ama birbirlerine çok benzeyen karakterler...


”SIFIRDAN BİRİNE BENZEMEYEN 17 YAŞINDAKİ BİR GENÇ KIZ YARATTIM”
* Canlandırdığınız karakterlere hazırlık sürecinde rol model aldığınız isim ya da isimler oldu mu? Bu noktada sizi zorlayan durumlarla karşılaştınız mı?

Selin Türkmen: Ben bu karaktere bir oyuncu koçuyla hazırlandım. Ondan ziyade ilk okuduğumda açıkçası önce etrafımdaki liseli öğrencileri gözlemledim, sonra yapılan gençlik dizilerindeki öğrencileri gözlemledim. Ama daha önce yapılan projelerdeki liseli öğrencileri cast olarak yaşları büyük seçiyorlardı ya da karakterlerinde çok net, ’Sen busun’ izlenimi veriyorlardı. Bu yaş gruplarında izlediğim, gördüğüm birisine benzetemedim. ’Çimen'in beni en zorlayan durum bu oldu. Aslında sıfırdan birine benzemeyen, 17 yaşında bir genç kız yarattım. Senaryoya baktım, durumu anladım, ’Çimen'in tutumunu gözlemledim ve aslında şu anki 17 yaşındaki gençlerin eskiye nazaran daha içe dönük, daha sosyal medyada seslerini duyuran toplum içinde daha sessiz olduğunu fark ettim. 22 yaşındayım ve çevremdeki insanlar daha olgun olduğumu söylerler. 17 yaşındaki bir genç kızı oynarken de başlarda küçülmeye çalışmak beni zorlamıştı. Kendimi bulamamıştım ama şimdilerde karakterimin yavaş yavaş oturduğuna inanıyorum.

”KAFAMDA KARAKTERİN YOLUNU ÇİZMİŞTİM”
Rahimcan Kapkap: Hakan hocayla görüşmemden sonra sete çıkmam çok uzun sürmedi ama tabii ki kafamda karakterin yolunu çizmiştim. Sette Ketche’nin de dokunuşlarıyla daha tatlı bir yere evrildi. Rol model aldığım birisi olmadı açıkçası çünkü bunun bir yerden sonra taklide dönüşeceği aşikâr. Türk oyunculardan idolümü soracak olursanız; Haluk Bilginer ve İsmail Hacıoğlu...


”EN BÜYÜK ŞANSLARIMDAN BİRİ”
* 'Kızılcık Şerbeti'nde Settar Tanrıöğen, Sibel Taşçıoğlu, Evrim Alasya, Aliye Uzunatağan, Barış Kılıç gibi birçok deneyimli oyuncularla çalışıyorsunuz. Onlardan edindiğiniz en önemli öğreti ne oldu?

Selin Türkmen: Bu isimlerin hepsiyle çalışmak, üstelik ilk projemi böyle deneyimli isimlerle yapmak benim en büyük şanslarımdan biri. Onlar oynarken ben onları izlerken gerçekten ’Abdullah’, ’Pembe’, ‘Ömer’ ve ’Kıvılcım’ olduklarına inanarak izliyorum. Mesela o profesyonellikleri, cümlelere inanarak içselleştirerek sanki gerçekten senaryo değil de kendi istekleriyle düşünüp, kurmuşlar gibi söylemeleri beni çok etkileyen bir yöndür. Hepsi çok disiplinlidir, keza Aliye abla da öyle. Beni ilk zamanlar hep uyarırdı; ’Durumun içine gir, istediğini yap, istediğini söyle ama gözlerinin içi parlasın. Gözünde hisset oyunu’ diye. Sonra gözlemledim aslında bu saydığımız bütün oyuncular durumun içine girip, ne söylediklerine takılmadan oyunu gözlerinde veriyorlardı ve onları doğallaştıran aslında buydu.

”ŞAMPİYONLAR LİGİ”
Rahimcan Kapkap: Hepsi çok kıymetli ve büyük yetenekler. Gerçekten şampiyonlar ligi... Beraber olduğumuz sahnelerde çoğu zaman onların nasıl oynadığını izlerken buluyorum kendimi. Bazen sahnem olmasa da izlemeye gidiyorum. Özellikle Barış ağabeye çok teşekkür etmek istiyorum. Çoğu sahnem onunla olduğu için birçok şeyi de ondan görüyorum, öğreniyorum tabii ki... Sahne arkasında, sahne önünde, set adabı noktasında, sosyal hayatımda kısacası çoğu yerde nokta dokunuşlar yapıyor hayatıma. (Karavanındaki bütün suları içtiğim de doğrudur bu arada...) Seviyoruz.

”HEPİMİZ SAHNEDE BİRBİRİMİZE GÖRE ŞEKİLLENİYORUZ”
* 'Çimen', dizide 'Kıvılcım'in (Evrim Alasya) küçük kızı, aynı zamanda ablası 'Doğa'nın (Sıla Türkoğlu) en yakın arkadaşı ve sırdaşıdır. Evrim Alasya ve Sıla Türkoğlu ile sahnelerinizi çekerken neler yaşıyorsunuz?

Selin Türkmen: Benim ilk set günüm Evrim'leydi. Çok net hatırlıyorum. Çok heyecanlıydım, ’Nasıl yapacağım, nasıl olacak?’ falan derken Evrim, beni öyle güzel kucakladı, öyle güzel yönlendirdi ki... Ben gerçekten yıllardır onun kızıymışım ve sıradan bir alışverişe çıkmışız gibi normalleştirmişti beynim o durumu. Aynı şekilde Sıla'yla (Sıla Türkoğlu) da öyle. Sıla'yla da ilk sahnemi okulda çekmiştim. Normalde ablam ve ağabeyim yokken bile ’Doğa’, gerçekten benim yıllardır ablammış gibi hissettim. Her ikisi de beni çok içten bir şekilde karşılamıştı ve ben hiç yabancılık çekmedim, hiç zorlanmadım. Hâlâ onlarla sahnelerimi çekerken çok rahatım. Kafalarında tek bir doğru yok, hepimiz sahnede birbirimize göre şekilleniyoruz. Onlarla oynarken içimde tek bir şüphe yok. ’Nasıl olsa beni karşılayacaklar ve biz bu sahneyi en doğal şekliyle yansıtacağız’ düşüncesi var. Sadece üçümüz de en ufak şeyde gülmeye çok hazırız. Bu da işimizi eğlenceli hale getiriyor. (Gülüyor)


* 'Metehan Ünal', 'Ömer'in (Barış Kılıç) oğlu... 'Fatih' (Doğukan Güngör) ve 'Doğa'nın (Sıla Türkoğlu) evlenmesi onu 'Çimen'le (Selin Türkmen) yakınlaştıracak. 'Metehan Ünal'ı nasıl bir hikâye bekliyor?

Rahimcan Kapkap: ’Metehan’ın hikâyesi biraz sancılı olacak sanırım. Babasının ’Ömer’ olmaması, annesinin hareketlerinin başka sonuçlar doğurabilme ihtimalleri ’Metehan’ı kaotik bir duruma sürükleyebilir. Bu durum ’Metehan’ı ‘Çimen’e net sürükler... (Gülüyor)

”SOSYAL MEDYADAKİ YORUMLAR MOTİVE EDİCİ”
* 'Çimen' ile 'Metehan', okul arkadaşı aynı zamanda akraba oldu. Başta anlaşamayan ancak son iki bölümdür yakın arkadaş olmaya başlayan ikili, sosyal medyada da konuşulmaya başlandı. Neler düşünüyorsunuz?

Selin Türkmen: Başta ’Çimen’ ve ’Metehan'ın gerçekten hiç anlaşamamasına rağmen seyircinin onların ya yakın arkadaş ya da sevgili olmasını istemeleri ve her oyuncuyu kucakladıkları gibi kucaklamaları çok mutlu edici bir şey. Sosyal medyada sürekli bizi destekleyici yorumlar mesajlar atmaları bizi çok motive ve aynı şekilde mutlu da eden bir şey.

”TATLI BİR KIVAMA GELDİLER”
Rahimcan Kapkap: ’Metehan’ ve ’Çimen’, tatlı bir kıvama geldiler, evet... (Gülüyor) Yakın arkadaş olmaları iki taraf için de iyi oldu. Yoksa gerçekten her bölüm hastane sahnesi izlerdik. Sosyal medyadaki tepkiler ve destekler de çok tatlı. İyi ki varsınız fandom (hayran kitlesi)...

“HAYATIMDA BİR DEĞİŞİKLİK OLMASINA İZİN VERMEDİM”
* Ünlü olduktan ve 'Kızılcık Şerbeti' gibi oldukça ilgi gören bir dizide rol aldıktan sonra hayatınız ne gibi değişimlere uğradı?

Rahimcan Kapkap: Hayatımda bir değişiklik olmasına izin vermedim diyelim. Nasılsam, öyle devam... Sokakta, vapurda, uçakta insanların tepkilerini gördükçe mutlu oluyorum, teşekkür ediyorum. O kadar. İyi ki varlar... (Gülüyor)


* Rahimcan Kapkap'ı 3 kelimeyle anlatır mısınız?

Selin Türkmen: Eğlenceli, hareketli, deniz tuzu...

* Siz de Selin Türkmen'i 3 kelimeyle anlatır mısınız?

Rahimcan Kapkap: Eğlenceli, deli dolu, rimel… (Gülüyor)

“SETTE ÇOK EĞLENİYORUZ”
* Sette zamanınız nasıl geçiyor? Neler yapıyorsunuz?

Selin Türkmen: Sette biz çok eğleniyoruz. Özellikle kalabalık sahnelerde... Evet, çok çalışıyoruz ama insanlarla sohbet, muhabbet çok eğlenceli geçiyor. Son zamanlarda Müjde'yle sosyal medyaya fazla sardık. Eğer erken geliyorsak ya da sahnemize zaman varsa komik videolar çekiyoruz, Instagram’da canlı yayınlar açıyoruz.

Rahimcan Kapkap: Sette çoğunlukla sahnelerimize çalışıyoruz. Sahneye dair belki yeni bir şeyler buluyoruz, deniyoruz, birbirimize fikir sunuyoruz veya danışıyoruz. Onun haricinde eğleniyoruz; şarkılar, kahveler, espriler havada uçuşuyor tabii ki... (Gülüyor)

'KIZILCIK ŞERBETİ'NİN YENİ BÖLÜMÜNDE NELER OLACAK?
'Kızılcık Şerbeti', heyecan dolu 15. bölümüyle bu akşam SHOW TV'de ekrana gelecek. 'Leman’ın yanılgısı kısa bir sürede ortaya çıksa da bu durum 'Abdullah' ve 'Alev' yakınlaşmasına set vuracaktır. 'Pembe' ise ısrarla bu yanlış anlaşılmanın gerçek olabileceğini öne sürer, ancak 'Kıvılcım' ve 'Sönmez' tarafından ciddi bir şekilde uyarıldığında geri adım atmak zorunda kalır.

'Umut’un annesinin 'Nursema’yı gördüğünde verdiği tepki, zaten kırılgan olan 'Nursema' ve 'Umut' birlikteliğine bir düğüm daha atılmasına neden olacaktır. 'Fatih’in 'Doğa’yı eve döndürme çabaları tüm hızıyla devam etmektedir. Bu konuda 'Kıvılcım' ile de konuşacak ancak 'Kıvılcım' olaya dahil olmayacağını açıkça belirtecektir.

'Metehan’ın annesinin büyük bir sinir krizi geçirerek hastaneye yatışı acı olsa da, uzun yıllardır sonuçlanmayan boşanma davasının nihayet bitmesi 'Ömer' için mucize gibidir. Bu mutlu haberi ilk paylaşacağı kişi tabii ki 'Kıvılcım' olacaktır. 'Nursema' ve 'Umut' birlikteliğini kanıtlamaya baş koyan 'Nilay' sonunda emeline kavuşacaktır. Çocuklarının akıbetini konuşmak üzere buluşan 'Abdullah', 'Pembe' ve 'Kıvılcım' ise geceyi çok daha büyük bir sürpriz ile kapatacaktır.


'KIZILCIK ŞERBETİ'NDE BÜYÜK GELİŞME!

'KIZILCIK ŞERBETİ

İlk Yorumu Siz Yapın

Gönder